Üniversitemizde 1. Jeotermal Enerji Çalıştayı Düzenlendi

Şehrine ve bölgesine faydalı çalışmalar yapmayı amaçlayan ve pilot üniersite olma sorumluluğunda çalışmalarına devam eden üniversitemizde 1. Jeotermal Enerji Çalıştayı düzenlendi. 10 Mayıs 2017 tarihinde Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleştirilen çalıştaya Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kurt, il yöneticileri ve akademik personel katıldı.

Çalıştayın açılış konuşmasını yapan UNIKOP Koordinatörü ve Çalıştay Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Harun Çiftçi, 2006 yılında kurulan üniversitemizin “Yeni Türkiye’nin Yenilikçi Üniversitesi” sloganıyla yoluna devam ettiğini söyledi. Üniversitelerin Ar-ge ve topluma hizmet gibi vazifelerinin olduğuna dikkat çeken Çiftçi, üniversitemizin bölgesel kalkınmaya katkı ve fayda sağlarken yenilikçi ve üretken olma hedeflerinden de bahsetti. 2017-2021 Stratejik Plan hazırlık sürecinde paydaşlarla bir araya gelerek yerel ve bölgesel kaynakların kullanımına ilişkin görüşleri paylaştıklarını ifade eden Doç. Dr. Harun Çiftçi, pilot üniversite seçilme süreci ile ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Tarım ve jeotermal alanında pilot üniversite seçilen ve KOP Bölgesi üniversiteleri arasında bulunan üniversitemizde düzenlenen 1. Jeotermal Enerji Çalıştayını önemsediklerini anlatan Doç. Dr. Harun Çiftçi, çalıştay programı hakkında bilgiler verdi. Kurumlar ve sektörler arası işbirlikleri için alanında uzman kişilerle daha ekonomik ve daha çevre dostu bir enerji olan jeotermal enerjinin kullanımına ilişkin bilgilerin çalıştay sonunda değerlendirileceğini bildiren Çiftçi, çalıştayın tüm katılımcılar için başarılı geçmesini dileyerek konuşmasını sonlandırdı.

“Bölgesine Fayda Sağlamayı Amaçlayan Bir Üniversiteyiz”

Doç. Dr. Harun Çiftçi’nin ardından bir konuşma da Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kurt yaptı. Konuşmasına 2. Lig’de yenilgisiz olarak Türkiye Şampiyonu olan Üniversitemiz Hentbol Takımını tebrik ederek başlayan Prof. Dr. Mustafa Kurt, üniversitemizin akademik çalışmaların yanı sıra bölgesine fayda sağlamayı da amaçlayan bir üniversite olarak şehrine ve bölgesine değer katacak çalışmalar yaptığını söyledi. Şehrin kaynaklarını doğru ve etkin kullanmayı amaçlayan üniversitemizin, projeleri ile pilot üniversite olmayı başardığını belirten Kurt, Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması Projesi kapsamında tarım ve jeotermal alanında pilot üniversite seçilen Ahi Evran Üniversitesinin, KOP Bölgesi Üniversiteler Birliği üyeleri arasında da yer alarak çalışmalarına devam ettiğini anlattı. Şehrimizin önemli enerji kaynaklarından olan jeotermal enerji ile ilgili görüşleri paylaşmak, jeotermalin sağlık alanında kullanımını, tarım ve hayvancılığa etkileri konularının yer alacağı çalıştayı önemsediklerini belirten Prof. Dr. Mustafa Kurt, 1. Jeotermal Enerji Çalıştayına katkı sunan tüm katılımcılara ve düzenleme kuruluna teşekkür ederek konuşmasına son verdi.

Türkiye, Dünya Jeotermal Elektrik Üretiminde Yedinci Sırada

Açılış konuşmalarının ardından çağrılı katılımcıların konuşmalarına geçildiği çalıştayda ilk konuşmayı Jeotermal Kaynaklı Belediyeler Birliği Danışmanı Dr. Toros Özbek yaptı. Türkiye’nin jeotermal enerjinin kullanımı açısından önemli bir ülke olduğunu söyleyen Özbek, jeotermal kaynakların oluşumu, jeotermal akışkanların doğal çıkış şekilleri ve jeotermal sistemin elemanlarına ilişkin bilgiler verdi. Türkiye’de jeotermal kaynaklar ile yatırımların gelişim süreçlerine değinen Özbek, küçük kaynakların zamanla büyük yatırımlara dönüştüğünü söyledi. Jeotermal kaynaklarla ilgili olarak çıkarılan kanunlar hakkında açıklamalarda bulunan Dr. Toros Özbek, jeotermalle ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlara dair bilgiler aktardı. Jeotermal kaynak ile jeotermal enerji arasındaki farka vurgu yapan Özbek, jeotermalin yenilenebilir, sürdürülebilir, tükenmeyen ve temiz bir enerji olduğunu açıkladı. Türkiye’nin dünya jeotermal elektrik üretiminde yedinci sırada olduğunu anlatan Dr. Toros Özbek, jeotermal ısınma ücretleri hakkında da bilgi verdi. 

“Orta Anadolu’nun Jeotermal Enerji Potansiyeli, Hidrojeokimyası, Tıbbi ve Balneolojik Özellikleri” konulu konuşmasını yapan Aksaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Afşin, Kırşehir’in jeotermal alanlarının yedi kaynaktan oluştuğunu söyledi. Orta Anadolu’nun önemli jeotermal alanlarından birinin de Nevşehir olduğunu belirten Afşin, bölgedeki diğer şehirlerin jeotermal kaynaklarına dair bilgiler verdi. Jeotermal suların potansiyel sıcaklıklarının hesaplanmasıyla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Mustafa Afşin, Orta Anadolu’daki suların farklı hastalıkların tedavisindeki etkilerine değinerek sağlıklı kişilerin ve sporcuların bu sulardan performans artırmaya yönelik faydalanabileceğini anlattı.

Sağlık turizmi üzerine açıklamaların yer aldığı konuşmasını yapan Uluslararası Hasta Hizmetleri Derneği Başkanı Dr. Dursun Aydın, sağlık turizminin nasıl başladığını, sağlık turizminin gelişimini ve Uluslararası Hasta Hizmetleri Derneğinin kuruluş sürecini anlattı. Kırşehir’in termal tedavi için uygunluğunu değerlendiren Aydın, Kırşehir’in sağlık turizmi konusunda önemli bir merkez olacağına inandığını söyledi. 

“İnsan Varsa, Sağlık Vardır”

Sağlığı, kişilerin fiziksel ve ruhsal olarak tam iyilik hali olarak tanımlayan Dr. Dursun Aydın, “İnsan varsa, sağlık vardır.” dedi. İnsanoğlunun varlığından bu yana sağlık turizminin olduğunu ifade eden Aydın, sağlık turizmi çeşitleri ve sağlık turizminin temel sebepleri hakkında bilgiler verdi. Türkiye’nin tarih boyunca sağlık turizminde şifa yurdu olduğunu ve sağlık turizminde dünyada altıncı sırada yer aldığını anlatan Dr. Dursun Aydın, medikal turizminde Türkiye’de hızla geliştiğini sözlerine ekledi. Üniversitemiz bünyesinde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi bulunmasının avantajlarından bahseden Aydın, termal kaynakların yanı sıra yöneticilerin istikrarı ve gayreti ile Kırşehir’in marka şehir olabileceğini vurguladı. Dr. Dursun Aydın, katılımcılardan gelen soruları cevaplayarak konuşmasını sonlandırdı.

“Jeotermal Bölgelerde Seracılığın Avantajları” isimli konuşması ile çalıştaya katılan Çukurova Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nafi Baytorun, seracılığın gelişim dönemleri ve yıllara göre değişimi hakkında bilgiler verdi. Türkiye’nin sera alanı varlığında dördüncü sırada yer aldığını belirten Baytorun, Türkiye’nin seracılık açısından avantajları konusunda da açıklamalarda bulundu. Seracılık yapılırken iklim özelliklerinin nasıl olması gerektiğini anlatan Baytorun, en çok seracılığın Antalya’da yapıldığını söyledi. Antalya ve Kırşehir arasında seracılık konusunda karşılaştırmalar yapan Prof. Dr. Nafi Baytorun, Kırşehir’in uygun kaynak bulunduğunda üretim periyodunu 12 aya yayabildiğini ifade etti. Seralar için ısıtmanın önemine değinen Baytorun, jeotermal seracılığın avantajlarından bahsetti. 

Çalıştayın son konuşmacısı olarak “Termomineral Sularda Balneolojik Tedaviler” isimli bir konuşma yapan İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Müfit Zeki Karagülle, su denildiğinde akla gelen kavramlara değindi. Termal sular, mineralli sular ve termomineral sulara dair bilgiler veren Karagülle, termal ve mineralli suların şifa etkilerini anlattı. Termal suların balneolojik tedavilerde uygulama sıcaklıklarını açıklayan Karagülle, özel balneolojik suları tanımlayarak bu suların etkilerinden bahsetti. Kırşehir’deki suların olası biyokimyasal sağlık etkilerini giderici ve destekleyici olarak sınıflandıran Prof. Dr. Müfit Zeki Karagülle,Türkiye’de geleneksel termal ve kaplıca tesis tiplerine örnekler vererek açıkladı. 

Katılımcılara konuşmalarının sonunda hediye ve çiçek takdimi yapılarak öğle yemeğine geçildi. Öğle yemeğinin ardından üç ayrı salonda devam eden Mühendislik, Ziraat ve Sağlık oturumlarının ardından genel değerlendirme yapıldı. Mühendislik oturumundaki genel değerlendirmeyi anlatan Mühendislik-Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Zeynel Başıbüyük, jeotermal sularda kimyasal analizlerin yapılması, sıcak suyun devamlılığının takip edilmesi, problemli alanların gözden geçirilmesi, üniversitelerde sondaj derslerine ağırlık verilmesi, Mucur, Akpınar ve Savcılı da yeni kaynaklar oluşturulması gibi konularda ortak fikirlere varıldığını söyledi. 

Ziraat oturumu ile ilgili değerlendirmeyi ise Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Sultan Kıymaz açıkladı. Kıymaz, jeotermal kaynakların tarımda kullanımı, sera kurulumu, sulama ve enerji yönetimi ilgili mevzuatlar, ilimizdeki sıcak su kuyuları ve örtüaltı üretiminde ülkemiz ve ilimizdeki gelişmelerin detaylı olarak irdelendiğini söyledi. Sağlık oturumuna ilişkin bilgileri ise Tıp Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatmanur Aybala Koçak verdi. Koçak, Jeotermal Suların Çevresel Etkileri, THSK’nın Jeotermal Sulara Yönelik Çalışmaları, Jeotermal Eksenli Sağlık Tedavilerinde Arz ve Talep Dengesi, Dünya’da ve Türkiye’de Sağlık Turizmi ve Jeotermal Kaynakların Sağlık Turizminde Önemi, Balneoterapiye Moleküler Yaklaşım, Türkiye’de Kaplıca Tıbbı ve Bilimsel Yayınlar başlıklı sunumlar yapıldığını belirtti. Sunumlara ait sonuçların yer aldığı değerlendirmesini bitiren Yrd. Doç. Dr. Fatmanur Aybala Koçak’ın ardından Doç. Dr. Harun Çiftçi bir konuşma yaptı. Çiftçi, çalıştayın açılış programı ve oturumlarının başarılı geçmesinden mutlu olduklarını ifade etti. Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Vatan Karakaya’nın da bu çalıştayı çok önemsediğini anlatan Doç. Dr. Harun Çiftçi,  ilerleyen zamanlarda bu çalıştayı daha uzun süren bir bilimsel program olarak yapmak istediklerini söyledi.